'' Hayatta sadece ölüme çare yok... Ölümle insan için karanlık başlıyor... Onun haricinde nefes alındığı müddetçe umut yitirilmemeli, mücadele bırakılmamalı.''
İşte film, tüm bu felsefeyi çok güzel bir dille izleyenlere sunmakta..
Ne kadar empati yeteneğimiz olsa da, hayata görme ve duyma engeli olan bir insanın bakış açısıyla bakamayız, yeteneklerimiz ve kabiliyetimiz buna el vermez.. İşte bunu yapamadığımız zaman devreye Black ve benzeri film ve kitaplar giriyor. Hayatlarını, yaşadığı acıları, mücadelelerini, hissettiklerini, aşklarını bize, hissedilir bir şekilde, mükemmel oyuncu kadrosuyla, harika edebi yapıyla aktarıyor ve empati yeteneğimizi hat safhalara çıkartıyor..
Yönetmenliğini Sanjay Leela Bhansali'nin, Başrol oyunculuklarını Rani Mukerji ve Amitabh Bachchan'ın paylaştığı bu başyapıt; 1980-1968 yılları arasında yaşamış olan Helen Keller'ın gerçek yaşam öyküsünden uyarlanan filmin kaynağı ise Keller'ın 22 yaşında yazdığı '' The Story Of My Life'' adlı otobiyografik kitaptır.
Paul ve eşi Catherine evlenmişler ve mutlu bir yuva kurmuşlardır. Kısa bir süre sonra Michelle adını verdikleri bir kız çocukları olur. Ama ailenin mutluluğu uzun sürmez zira Michellle ne görebilir ne de duyabilir. Anne baba Michelle’i dış dünyanın etkilerinden ne kadar korumaya çalışırlarsa çalışsınlar küçük kız büyüdükçe hırçınlaşmaktadır. Catherine bir kez daha hamile kalır ve Sara’yı doğurur. Bu sefer baba Paul Michelle’i bir kliniğe kapatmak ister. Tam da bu günlerde ailenin hayatına Debraj Sahai adında özel bir eğitmen girer. Hem sağır hem kör hem de dilsiz olan Michelle’i eğitmeye gönüllü olur. Küçük kız onun ellerinde hırçınlığını yavaş yavaş bir kenara bırakarak, eğitim almaya hatta normal çocuklar gibi okula gitmeye bile başlar…
Siyah sadece karanlık ve boğulma değil.
Başarının rengi.
Bilginin rengi
Mezuniyet cüppesinin rengi. ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder