Bir Çocuk evini ne zaman terk edebilir...
İlk sahnesin de karşımıza nelerin çıkabiliceğini gösteren Dogtooth; felsefeyi ve sosyolojiyi içinde barındırıyor. Dogtooth'an yola çıkarak Freud'a kadar gidebilir; bir konu başka bir konuyu. başka bir konu ise daha farklı bir konuyu açar ve karşınıza sayfalarca ansiklopedi görebilirsiniz.. Ergenliği tamamlamış, fiziki olarak olgun fakat olgusal olarak daha çocuk; üç kardeşin tuhaf bir yaşam hikayesini anlatıyor..
Onlar için gökyüzünden uçan uçaklar oyuncak, zombiler küçük sarı bir çiçektir.. Kediler ise babasının en yakın arkadaşını öldürmüş; ölümcül vahşi bir hayvandır.. Evin etrafını sarmış çitlerden dışarı çıkmak yasak, korkutucu ve tehlikelidir.. Sadece babaları araba ile dışarı çıkabilir...
Kelimelerin anlamlarını farklı bir şekilde öğrenirler, özgürlükleri anne ve babalarının elindedir.. Doğuştan gelen dilleri kendi kişiliklerini oluşturduğu için daha birey olamamış, kocaman üç kardeş..
Her zaman çocuk kalacak üç kişi..
Ebeveynlerinin uygun gördükleri eğitimi alıp onların istedikleri çocuklar haline alan üç kardeş dış dünyanın bir etkisi olmaksızın kendi aralarında babalarının öğrettiği şekilde yarışlar yaparak ödül kazanmaya çalışırlar. Rekabet güdüsünün eğitilerek çocukların arasında garip oyunlarla tatmin edilmeye çalışılması bizlere babanın “bilinçli” bir ebeveyn olduğunu gösterir. Dış dünyadan eve girebilen tek yabancı Christina adında bir fahişedir.
Cinsel tatminsizliğin oğlu üzerinde yaratacağı agresifliğin önünü almaya çalışarak kendi iktidarını garantiye alan baba kızları hakkında çok da endişeli değildir. Fakat Christina’nın dış dünyada getirmiş olduğu hediyeler evin büyük kızına yeni bilgiler sağlayarak onun değişmesine sebep olur. Bu noktadan sonra film fiziksel olarak çok önceleri ergenliği geride bırakmış –büyük kız kardeş- “Bruce”un dış dünyadan edindiği bilgilerle tüm sağlıklı bireylerin ergenlik döneminde geçirdiği aileyi aşma ve özgürleşme sürecine girer. Esasen ergenlik döneminin sonları biyolojik olarak çocukların aileden ayrılıp kendi hayatlarını kurmaları için en verimli dönemdir. Fakat kapitalizmin gelişimiyle aynı hızda olmayan insan biyolojisi tek başına yetersiz kaldığından günümüzde bu yaştaki bireyler kendi aileleriyle kalmaya mecburdurlar. Büyüklerimizin diline pelesenk olmuş “isyankar genç” tabiri bir bakıma bu biyolojik zorunluluklardan ortaya çıkmıştır. Bu süreci normal şartlarda yaşayan insanlar kadar sağlıklı bir şekilde atlatamayan Bruce, isyanı ilk defa dış dünyadan lügatine kattığı Rocky ve Jaws filmlerinin repliklerinden öğrenir. Filmler ile birlikte “isyan etme”nin kelime olarak karşılıkları bulunduğunda içgüdüsel olarak ilk defa bilinçaltında kelimelere denk düşen duygular açığa çıkar. Artık isyanı somutlaşmaya başlayan Bruce aile tarafından sorunlu genç kız olarak algılanmaya başlar. Yönetmenin burada sinemanın değiştirici ve özgürleştirici etkisini de ustaca somutlaştırdığı gözden kaçmamaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder